İlberal Fraksiyonlar
1. Jakoben İlberalizm:
-tanım: elitist
-düşünce: düşünce akımı havarilere özgüdür.
-motto: "ilberal doğulmaz olunur, ilk olan kıymetlidir"
2. Demokrat İlberalizm
-tanım: çoğulcu
-düşünce: tüm paylaşımlar ilberalizmin yükselişine katkı sağlar
-motto: "hep beraber ilberalizasyon"
3. Aristokrat İlberalizm
-tanım: akademi yanlısı
-düşünce: hoca mizaha alet edilmemeli.
-motto: "caps okumak yerine bir konferans izle"
4. Aksiyoner İlberalizm
-tanım: fütühatçı
-düşünce: kutsal topraklara dönüş kaçınılmazdır
-motto: "Oku de okuyalım anlat de anlatalım. Sen iste, akşamı Kırım'da kılalım."
5. Pratik İlberalizm
-tanım: politik
-düşünce: Hocanın cumhurbaşkanlığı adaylığını desteklenmelidir
-motto: "ya senle izzet ya sensiz zillet"
6. Tatlısu İlberalizmi
-tanım: ilgisiz
-düşünce: Capsler eğlenceli fakat en nihayetinde bunlar "caps"
-motto: "Birkaç aya bu akım da biter, yenisine geçeriz."
7. Radikal İlberalizm
-tanım: tontişçi
-düşünce: tontişin yanaklarını bir kere sıkabilen için üzüntü yoktur
-motto: "Tontişimizi yedirmeyiz."
Tarafını seç, ilberalizasyona sen de katıl!
İDT
31 Ocak 2014 Cuma
Boğaziçi Adayına Tavsiyeler
Anadolunun hangi şehrine giderseniz gidin, yaşlı amcalardan ev hanımı teyzelere kadar, "Boğaziçi" dediğinizde "ooo" ünlemiyle karşılaşırsınız. Bu üniversitenin prestiji nasıl da böyle yaygınlık kazandı ve adını duymadığını düşündüğünüz kimseler tarafından bile takdirle karşılanıyor, araştırmaya açık bir konudur.
Boğaziçi, eşsiz manzarası ve ferah havasıyla her şeyden önce İstanbul'un alışılageldik havasından uzak bir görünüm arz ediyor. Görülmeye değer Boğaz manzarası ile belki de dünyanın en güzel manzaralı üniversitelerinden sayılabilir. Bununla beraber gerek eğitim sistemi, gerek sosyal hayatıyla adayların zihninde hem soru işaretleri hem de hayranlık hissi bırakıyor.

1. İngilizce Hazırlık Meselesi ve Kilyos
"Boğaziçi iki kez kazanılır, ÖSSde ve PROFda". Bu sözü ilk duyduğumuzda hem çok şaşırmış hem de gerçekliğine imkan vermemiştik. Mevcut eğitim sistemi, üniversitelere giriş sınavını "son düzlük" olarak görmemiz için pek müsait. "Hele bi üniversiteye kapak at gerisi kolay" cümlesini duymak her Türk gencinin makus talihidir. "Eee, kazandım işte, daha niye bir daha kazanmam gerekiyor?" cümlesi ise boşluğa savrulmuş kimsesiz bir feryattır.
Yabancı dilde eğitim veren (gerçek anlamıyla) bir liseden gelmediyseniz önünüzde koca bir sene hazırlık sınıfı vardı. Burayı üniversite ortamı gibi zannedip hayal kırıklığına uğramak hepinizin kaderi arkadaşlar, bizim de öyleydi, ama insan alışıyor. "Lise 5 tanımlaması" yerindedir, doğrudur.
Eğer İstanbul dışından geliyorsanız ve İstanbulda kalacak yeriniz yoksa Kilyos Sarıtepe Kampüsünde bir sene geçirecek ve sadece ingilizce dersleri alacaksınız. Burada iki yurt bulunmaktadır. Birincisinin konforu iyi, sosyal ortamı kısıtlı, ikincisi ise tam tersi. Karakterinize göre seçiminizi yapın diyemeyeceğin çünkü tercih yapma hakkınız yok, bölümünüze göre birine yerleştiriliyorsunuz.
Kilyosta öğrenci olmak bir roman konusudur. Boğaziçinin askerliğidir. Kilyosta en az bir sene kalmamış öğrenciye "olmuş" gözüyle bakmakta zorlanıyorum. Belki abartılı bir bakış fakat bunu hissetmek için yine Kilyosun çemberinden geçmek gerekir.
2. Dersler İngilizce..
Türkçe konuşma becerisinin yerlerde seyrettiği ülkemizde İngilizce konuşmakta zorlanmayanların sayısı gerçekten çok düşük. Bunun için iyi bir lisede mezun olmanız da gerekmiyor. Boğaziçi Hocalarının derslerinde konuşmak için sağlam bir özgüven ve güvenilir bir altyapı da gerek. Tabi bütün genellemeler gibi istisna noktaları yok mu var.
Genel olarak "her şey ingilizce,anlamıyorum,kendimi ifade edemiyorum" bataklığına düşmemeye çalışınız. O bataklık evet vardır, yakındadır, belki de çoğu öğrenci saplanmıştır fakat feryad ü figan fayda etmez. Tek çare en kısa zamanda ingilizce derslere adapte olmak ve konuşma pratiği yapmak.
3.Sosyal Hayat
"Üniversitede kızlar teklif ediyomuş lan" önermesi ne kadar palavraysa da bu palavra çemberinin doğruluk eksenine en yakın olduğu noktaya Boğaziçi denir. Sadece kız-erkek ilişkileri için değil, ama genel olarak, sosyal konulardaki yeteneklerinizi kullanmak ya da açığa çıkarmak için Boğaziçi ortamı oldukça uygundur. Tek gereken birazcık özgüven ve elbette cesaret. Anadoludan gelmişseniz benimsediğiniz değerleri çöpe atmadan (ama deforme de etmeden) nasıl üniversite ortamının gerçekleriyle barıştırabileceğinizin çarelerini bulmaya bakın.
Elbette hiç bir şey tam olarak siyah ve beyaz değil, gri tonlar hep mevcuttur. Bunu en iyi kavrayabileceğimiz yere üniversite diyoruz.
not: gerçekten boğaziçine gelme düşüncesini kafaya koyduysanız prof. celal şengörün boğaziçi hakkındaki yazısını okumamak faydalı olabilir. feci şekilde moral bozucu olduğu salık verilir.
kaynak: İDT Ajans-Boğaziçi
Boğaziçi, eşsiz manzarası ve ferah havasıyla her şeyden önce İstanbul'un alışılageldik havasından uzak bir görünüm arz ediyor. Görülmeye değer Boğaz manzarası ile belki de dünyanın en güzel manzaralı üniversitelerinden sayılabilir. Bununla beraber gerek eğitim sistemi, gerek sosyal hayatıyla adayların zihninde hem soru işaretleri hem de hayranlık hissi bırakıyor.

1. İngilizce Hazırlık Meselesi ve Kilyos
"Boğaziçi iki kez kazanılır, ÖSSde ve PROFda". Bu sözü ilk duyduğumuzda hem çok şaşırmış hem de gerçekliğine imkan vermemiştik. Mevcut eğitim sistemi, üniversitelere giriş sınavını "son düzlük" olarak görmemiz için pek müsait. "Hele bi üniversiteye kapak at gerisi kolay" cümlesini duymak her Türk gencinin makus talihidir. "Eee, kazandım işte, daha niye bir daha kazanmam gerekiyor?" cümlesi ise boşluğa savrulmuş kimsesiz bir feryattır.
Yabancı dilde eğitim veren (gerçek anlamıyla) bir liseden gelmediyseniz önünüzde koca bir sene hazırlık sınıfı vardı. Burayı üniversite ortamı gibi zannedip hayal kırıklığına uğramak hepinizin kaderi arkadaşlar, bizim de öyleydi, ama insan alışıyor. "Lise 5 tanımlaması" yerindedir, doğrudur.
Eğer İstanbul dışından geliyorsanız ve İstanbulda kalacak yeriniz yoksa Kilyos Sarıtepe Kampüsünde bir sene geçirecek ve sadece ingilizce dersleri alacaksınız. Burada iki yurt bulunmaktadır. Birincisinin konforu iyi, sosyal ortamı kısıtlı, ikincisi ise tam tersi. Karakterinize göre seçiminizi yapın diyemeyeceğin çünkü tercih yapma hakkınız yok, bölümünüze göre birine yerleştiriliyorsunuz.
Kilyosta öğrenci olmak bir roman konusudur. Boğaziçinin askerliğidir. Kilyosta en az bir sene kalmamış öğrenciye "olmuş" gözüyle bakmakta zorlanıyorum. Belki abartılı bir bakış fakat bunu hissetmek için yine Kilyosun çemberinden geçmek gerekir.
2. Dersler İngilizce..
Türkçe konuşma becerisinin yerlerde seyrettiği ülkemizde İngilizce konuşmakta zorlanmayanların sayısı gerçekten çok düşük. Bunun için iyi bir lisede mezun olmanız da gerekmiyor. Boğaziçi Hocalarının derslerinde konuşmak için sağlam bir özgüven ve güvenilir bir altyapı da gerek. Tabi bütün genellemeler gibi istisna noktaları yok mu var.
Genel olarak "her şey ingilizce,anlamıyorum,kendimi ifade edemiyorum" bataklığına düşmemeye çalışınız. O bataklık evet vardır, yakındadır, belki de çoğu öğrenci saplanmıştır fakat feryad ü figan fayda etmez. Tek çare en kısa zamanda ingilizce derslere adapte olmak ve konuşma pratiği yapmak.
3.Sosyal Hayat
"Üniversitede kızlar teklif ediyomuş lan" önermesi ne kadar palavraysa da bu palavra çemberinin doğruluk eksenine en yakın olduğu noktaya Boğaziçi denir. Sadece kız-erkek ilişkileri için değil, ama genel olarak, sosyal konulardaki yeteneklerinizi kullanmak ya da açığa çıkarmak için Boğaziçi ortamı oldukça uygundur. Tek gereken birazcık özgüven ve elbette cesaret. Anadoludan gelmişseniz benimsediğiniz değerleri çöpe atmadan (ama deforme de etmeden) nasıl üniversite ortamının gerçekleriyle barıştırabileceğinizin çarelerini bulmaya bakın.
Elbette hiç bir şey tam olarak siyah ve beyaz değil, gri tonlar hep mevcuttur. Bunu en iyi kavrayabileceğimiz yere üniversite diyoruz.
not: gerçekten boğaziçine gelme düşüncesini kafaya koyduysanız prof. celal şengörün boğaziçi hakkındaki yazısını okumamak faydalı olabilir. feci şekilde moral bozucu olduğu salık verilir.
kaynak: İDT Ajans-Boğaziçi
Boğaziçi: Prestiji Yüksek Devlet Üniversitesi Geleneği
Özel şirketler desteğiyle kurulan "özel üniversiteler"in yanında "kar amacı gütmeyen" vakıfların sponsor olduğu "vakıf üniversiteleri"nin sayısı hızla artıyor. Mesele Gaziantep şehrinde şu an 3 ayrı üniversite mevcut: Zirve, Gaziantep Üniversitesi, Gazikent. Peki ne olacak? Bu, böyle sürecek mi? Devlet üniversitelerinin durumu ne olacak? Fırsat eşitliği sağlanabiliyor mu?
Bu ve bunun gibi soruların mercii elbette bir blog değil. Biz bunlara birkaç tane daha ekleyebiliriz ancak. Sorumluları göreve çağırmak, ayrıca üzerimize düşeni yapmak gerek. Çünkü devletin eğitime ne ölçüde katılacağı, katılacaksa rekabet ortamına nasıl müdahale edeceği, sermayenin isteklerine nasıl karşılık verilebileceği tartışma konusu.
Bununla beraber, Anadolunun hangi köşesine giderseniz gidin prestiji yıllardır sağlam kalan bir ekol var: Boğaziçi Üniversitesi. Prestijin kaynağı kimilerine göre başarılı mezunlar, kimilerine göre çok erken bir tarihte başlayan yabancı dilde eğitim geleneği. İngilizce eğitimin zorluklarıyla karşılaşan remedial öğrencilerin sorunlarına daha önce değinmiştik. Boğaziçi, kaliteli sayılabilecek eğitimi, geniş özgürlük alanları ve uluslararası bağlantılarıyla devlet üniversiteleri arasındaki ayrıcalıklı yerini her şekilde korumayı biliyor. Fazla görkemli olmasa da adına yakışır sayılabilecek 150.yıl kutlamalarıyla hala devlet üniversitelerinin özel üniversite furyasına karşı koyabilecek potansiyele sahip olduğunu göstermiş durumda. Tercih dönemi yaklaşıyor. Bakalım bu sene ne olacak..

kaynak:İDT Ajans
İlberalizm Capsçilerine Fotoğraf Önerileri
İlber Ortaylı capsçiliği son günlerde büyük ivme kazandı. İLBERalizm, bunun içinde özgün bir akım.
Alay,aşağılama,hakaret ve küfür içermeyen çalışmaların destekçisiyiz.
Zaten Hocamıza İLBERalizm capsleri gösterildi ve olumlu bir tepki verdi.
Caps yapmak isteyenler için uygun birkaç fotoğrafı derledik.
Kolay gelsin.
"Küfretmeden güldürmek mümkündür"
30 Ocak 2014 Perşembe
Hocaya Hazırlayacağımız Sürpriz Videonun Metni!
Tontişim!
Sen bize lazımsın!
Sen Türkiyenin tarih dedesi,
Sen bizim hocamızsın
Dikkat et kendine
Devam et tebessümüne...
Geçmiş olsun hocam...
İlberaller seninle
Kırım Türkiye'ye Katılabilir!
Hürriyet'ten Nerdun Hacıoğlu'nun haberine göre, Kırım'daki Rusya yanlısı yönetim, Kiev'deki son gelişmeler ışığında bir aydan beri "Batılılar başkent Kiev'i ele geçirirse biz ayrılırız" açıklamaları yapıyor.
Rus ve Avrupa basınında da bu açıklamalar yer almıştı.
OSMANLI İLE RUSLARIN 230 YILLIK ANLAŞMASI
Kırım yönetimi 'ayrılırız' diyor ama 230 yıl önce Osmanlı İmparatorluğu ile Rusya İmparatorluğu arasında imzalanan Küçük Kaynarca Anlaşması, Yarımada'nın öyle istediği gibi başına buyruk hareket edemeyeceğine hükmediyor. Hala geçerliliğini koruyan ve Rus Çariçesi 2. Yekaterina'nın 19 Nisan 1783 yılında imzaladığı anlaşma uyarınca Kırım Yarımadası Osmanlı himayesinden alınarak Rusya'ya devredilmişti. Ancak anlaşmanın en önemli maddelerinden biri Yarımada'nın bağımsızlık ilan edemeyeceğini ve üçüncü tarafa teslim edilemeyeceğini öngörüyordu. Böyle bir adımın atılması halinde Kırım'ın otomatik olarak Türkiye himayesine geri dönmesi gerekiyordu.
ÖZAL KIRIM'I İSTEYEMEMİŞTİ
1991 yılında SSCB parçalanarak onun yerine bağımsız Ukrayna devleti ortaya çıktığında, Türkiye Küçük Kaynarca Anlaşması'nı gerekçe göstererek Yarımada'yı geri isteme hakkını elde ediyordu. Ancak Turgut Özal yönetimi döneminde Türkiye'nin kuzeyinde yaşanan jeopolitik değişim ve genel dünya konjönktürü göz önüne alınarakAnkara tarafından bu seçenek gündeme getirilmedi. Türkiye sadece Kırım Yarımadası'nda yaşayan Tatar azınlığın haklarının verilmesini savunmakla yetinmişti.
TÜRKİYE "KIRIM'I İSTİYORUM" DİYEBİLİR
Son 23 yılda köprünün altından epeyce sular aktı. Günümüzde Kırım Yarımadası Ukrayna'dan ayrılarak tekrar Rusya'ya bağlanmak istediği süreçte ilk önce Kiev'den bağımsızlığını ilan etmesi gerekir. Tam da bu noktada uluslararası hukukun tüm kurallarına göre Türkiye ortaya çıkarak "Kırım Yarımadası yönetimini kontrolüme geri alıyorum" diyebilir.
kaynak: ensonhaber
Hocadan İlberallere Videolu Çağrı
https://www.youtube.com/watch?v=9qUtjVdWJVE
İlber hoca capslerimizi teker teker değerlendiriyor ve yorumu:
İlber hoca capslerimizi teker teker değerlendiriyor ve yorumu:
29 Ocak 2014 Çarşamba
Kaydol:
Yorumlar (Atom)










.jpg)
.jpg)

.jpg)














.jpg)




.jpg)










.jpg)





.jpg)
.jpg)